Sayfa Sayısı;270
Yazarı;Amy Engel
Konusu;Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı.
Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım…
KitapYorumu:İlk önce söylenmesi gerekenin yazarın ortaya nekadar mükemmel bir kurgu çıkarttığını düşünüyorum.Kitabın kurgusu akla,hayale sığmayacak bir ütopyaya sahipken,aynı anda okuyanları o anları bizzat yaşatan bir anlatım diline sahipti.Sonrasında ise karakterlerin ne kadar uyumlu ve kusursuz olduğunu gördüm.Karakterlerin arasındaki ilişki,olaylar ve birbirlerini karşı besledikleri hisler okuyucuyu gerçektende hayran bırakacak cinstendi.Özellikle de Ivy ve Bishop'un arasındaki aşk.Herşeye rağmen Bishop'un Ivy'den vazgeçmemesi.Ivy'nin ailesi uğruna vede sadece Bishop onun için üzülmesin düşüncesiyle kendisini feda etmesi...
Açıkcası kitabın finale beni gözyaşlarına boğdu.Kitaplarda ağlarım.Filmlerden de çok ağlarım hatta.Çünkü kitapta,olaylar kafanızda şekillendirdiğiniz gibi olur ve bunlar size hem daha gerçekçi gelir hem de daha çok etkiler.
Kitabı almamın nedeni bookstagramlarda da gördüğüm kadarıyla okuyanların çok beğenmesi,içeriğini okuduğumda bile devamında olacakları çok merak etmem ve de kitabın kapağını,basımını çok beğenmem oldu.
Kitaba başlarken aşırı derecede beklentilerim vardı.Çünkü kimde görsem kitaba bayıldıklarını ve hemen okumamı söylüyorlardı.Bende büyük bir beklentiyle sonunda kitaba başladım.
İlk sayfalarda her kitapta da olduğu gibi kitabı,karakterleri,olayları kavradım.Sonrasında ise zevk alarak kitabı okumaya başladım ve tahmin ettiğim,olmasını istediğim şeylerin olup,olmayacağını bekledim.Ortalara doğru kitap hala güzeldi fakat beklediğim gibi öyle aşırı sürükleyici olaylar yaşanmamıştı.Neden bu kadar beğenmişler ki bu kitabı,öyle aman aman bir özelliği yok demiştim.Ta ki...
Kitabın sonuna gelene kadar.Hatırlıyorum akşam yatmadan önce kitabı elime almıştım.Akşam dediğim saat 05.00 civarıydı.Bitirmeme 100-50 kadar bir sayfa kalmıştı.Biraz okur yatarım diye düşünmüştüm ama ne mümkün... Kitabın sonlarında asla elinize aldığınızda bırakamıyorsunuz.Sabah saat 07.00-07.30 civarı bir elimde kitap,bir elimde peçete kutusu tabiri caizse ''salya sümük'' ağlarken buldum kendimi.
Spoiler vermemek için olabildiğince genelleme bir şekilde anlattım.Tek söylenecek söz kaldı,o da bu kitabı okursanız beğenmeme ihtimaliniz kesinlikle yok.Çok net konuşuyorum.'BAYILACAKSINIZ'
Okuduğunuz için teşekkürler...
-underthehappiness
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder